︎

Anadolu Kültür ve Hatay Deprem Dayanışma derneklerinin ortak emeği ve çalışmasıyla yaklaşık 1 yıldır yürütülen bu alanda çalışma yapmak oldukça etkileyici ve hayat değiştirici nitelikteydi diyebilirim. Ekolojik çalışmalar ve doğal hayata olan sevgimizin yollarımızı kesiştirdiği sevgili Selda Bozbıyık Iatropoulos‘un davetiyle dahil olduğum projede, seneler öncesinden hayranlıkla etkinliklerine katıldığım Anadolu Kültür Program Koordinatörü Beril Sönmez sayesinde ‘Sanat Yoluyla Psikososyal Destek Uygulayıcı Eğitimleri’nin bir parçası oldum. 

Yeniden dayanışma, paylaşım, anlayış, umut ve çalışkanlığın bir araya geldiği bir atmosferde olmak beni çok derinden etkiledi. Hayat’ın ve Türkiye’nin gerçekleri, coğrafyamızın doğal güzellikleri, eğitimin önemi gibi daha pek çok konu yeniden dikkatimin merkezine oturdu diyebilirim. 


Serinyol’da da, sanat ve ekoloji alanlarında çalışan pek çok insanı bir araya getirerek genişleyerek büyüyen Dünya İçin’in yaptıklarına oldukça paralel çalışmalar yaptığımızdan ötürü, bu yazıyı özellikle yazmak, paylaşmak istedim. 

Öncelikle Selda’nın ekoloji konusundaki senelerden beri kendi yaşayış biçimiyle biriktirdiği konulara dair yepyeni bilgiler öğrenmek çok heyecan vericiydi.

Afet sonrası insanların en çok zorlandığı konulardan bazıları gıda ve hijyen oldu. Doğadan uzaklaşmayı, doğayı aşağılık görmeyi seçtiğimiz bir çağdan geçtiğimiz için belki de, binalarımızı topraktan bağımsızlaştırmak için elimizden geleni yaptık. Ama bir avuç toprağın kaç kişiye şifa verebileceğini kaybettiklerimizi gördükten sonra anlayabildik belki de. 

Kaç kişi kendi doğal buz dolabını, diş macununu, merhemini, güneş ısıtıcısını evinde yapmayı biliyor, yapabileceğini düşünebilecek kadar özgür ve yaratıcı düşünebiliyor? Bu konuların hepsini düşünmeme yol açacak deneyimler yaşadık birlikte. 

‘Gıdamı buz dolabı olmadan nasıl soğuk tutarım?’, ‘Yağmur suyunu nasıl arıtırım?’, ‘Eritmek istediğim gıdayı ocak olmadan nasıl ısıtırım?’ gibi doğada varolmaya ve yaşamaya dair bilgilerimizi afetler başımıza gelmeden önce pekiştirebilir miyiz? 

Bunun dışında toprakla ilişkimizi ona dokunarak, onu sulayarak, onu tohumlarla besleyerek geliştirebilir miyiz? Hepsinin ötesinde sanat aracılığıyla etrafımızda gördüğümüz yaşama farklı açılardan bakmayı geliştirebilir miyiz? Bu tür soruları hep sorduk, hem de deneyimlere dayalı olarak geliştirdik. 

Yazının gerisi çok yakında sizlerle...